31 Mayıs 2013 Cuma

Diyet Günlüğüm 13 - 14

Dün akşam yaptığım aşırı yükleme sebebi ile sabah yürüyüşünü bugün 1 st'e çıkardım. Muhtemelen geçen Cumartesi öğleden sonra olduğu gibi minimum 2 st bisiklet sürerim. Gün içinde en az 2 kere de tüm videoları uygulayabileceğimi düşünüyorum.

Pazar günü de deniz günü olduğundan yüzerim bol bol ki geçen hafta da öyle yapmıştım.

Amaaa biliyorsunuz ki yemek hafta sonları serbest olacak... Yani dikkat etmek koşuluyla herşeyden yenebilir.

Pazartesi görüşmek üzere.. Sağlıkla kalın...

Diyet Günlüğüm 12

Hani herkesin bir kırılma noktası varmış ya benim kırılma noktam geçen sene 68 kiloydu. Bu sene 66 kiloya düştü. Dolayısıyla benim için 66'nın aşağısına inmek çok önemliydi. Nihayet uzun zamandır (yaklaşık 4 yıldır)olmayan  oldu ve bu sabah 65,50 kiloydum. Bu da demektir ki 2 haftada 2 kilo verdim. Hem de ne kadar zamandır hep diyet yapıyorum diyen ama spor kısmını sadece sabah yürüyüşü olarak gören ben. Demek ki sadece yürüyüş kilo vermeye yetmiyormuş. Gerçi yürüyüşü de inşaallah hayatımın sonuna kadar bırakmayı düşünmüyorum ama kilo vermek için değil de ancak korumak için.

Eveeettttt. Gelelim bugün neler yaptım kısmımıza. Bugün gerçekten de canımı çıkardım. Hem de kelimenin tam manası ile :))) Akşam misafirliğe gitmemiz gerekecek ve ev sahibesi olan benim canım arkadaşım aşırı derecede çok hazırlanır biliyorum. O zaman da aç geçirilecek bir gün beni bekliyor. Hem de çok hareket etmeliyim ki akşama mümkün olduğunca kalori alacaklı olayım. :)))

Kalori alacaklı olmaktan kastım şu ;
Benim Bazal Metobalizma Hızım 1450 civarında. Bu da eğer diyet yapmıyorsam günde 1900 civarında kalori almam gerektiği manasına geliyor. Bunu hesaplamak isteyen arkadaşlar www.diyetuzmani.com sayfasından kalori ihtiyacı bölümünden bakabilirler. Yani düşük kalorili beslenirsem ve çok kalori harcarsam kalori alacaklı olurum. 7 günlük periyotta her gün 1000 kcal alacaklı olursam 1 kilo veririm. :))) Basit hesap değil mi?

Bu sabaha yine yürüyüş ile başladım 40dk.            = 256 kcal
Gün içinde 20+30+40+30 = 120 dk Aerobik yaptım       = 960 kcal
Akşam yatmadan mekik vs. hareketlerimi de yaptım     = 100 kcal
Harcana Toplam Kalori                                = 1316 kcal

Harcanan Kalori                                      = 1316 kcal
Günlük Kalori İhtiyacı                               = 1900 kcal
ALINABİLECEK TOPLAM KALORİ                           = 3216 kcal

Bakalım ben ne kadar kalori almayı başarmışım :)))))

                       
31 MAYIS 2013 CUMA    
SABAH – 1 YUMURTA
158 kcal
ARA – SALATALIK(1 AD)
15 kcal
ÖĞLEN – YOĞURT/200 GR
75 kcal
ARA – SALATALIK(2 AD)
30 kcal
MİSAFİRLİKTE -  PASTA - BÖREK
1360 kcal
ARA -KARIŞIK MEYVE TABAĞI
300 kcal
TOPLAM
1938 kcal



Keşke biraz daha yeseymişim J Şaka şaka zaten patlayana kadar yemiş gibi hissediyorum kendimi. Mide küçülünce birkaç lokma bile doymaya yetiyor. Yeter ki göz doysun.

8 Saat Diyeti

ABD'de çok satanlar listesine kısa sürede giren "8-Hour diet" (8 Saatlik diyet) isimli kitap, beslenme programını günde yalnızca sekiz saatle sınırlayarak forma girmeyi vaat ediyor.
kitap, ABD’nin ünlü sağlık dergisi Men’s Health’in genel yayın yönetmeni David Zinczenko tarafından kaleme alındı. Aynı anda bağışıklık sistemini, kalbi, beyni güçlendirip ömür uzattığı ve vücudun şekle girmesini sağladığı öne sürülen diyetyemek kısıtlaması getirmiyor. Tüketilen gıdaları değil, yalnızca yeme aralığının değiştirilerek form tutulacağını öngören diyetin sekiz saatle sınırlı tutulması bilimsel bir araştırmaya dayanıyor. Zira, yapılan son araştırmalar, yeme aralığını 24 saatte sekizle sınırlayarak yağ yakımının hızlandırılacağını gösterdi. Buna göre vücut, sekiz saatte beslenmeye alışınca genetik bir değişime uğrayarak yağ depolamak yerine yağ yakmaya başlıyor. Diyetle birlikte bir egzersiz programının da takip edilmesi gerekiyor.

Nasıl yapılıyor?
8 saat: Bu süre içinde her şeyi yemek serbest.
Süre: Her gün sekiz saat diyetini uygulamak şart değil. Haftada üç ila beş gün uymak bile değişim yaratıyor.
Öğünler: Sekiz saat içinde istenildiği kadar ve istenildiği anda her şey tüketilebilir.

Gıda: Her bir öğün veya atıştırmada bir yağ yakıcı veya sağlıklı besin olması gerekiyor.

Alınması önerilenler: Yağsız protein, lif, sağlıklı yağlar, renkli meyve ve sebzeler.

Yasaklı gıdalar: Pasta-börek gibi işlenmiş karbonhidratlar, şeker, beyaz ekmek, pirinç, makarna, doymuş yağlar, fruktoz şurubu.
Karbonhidrat kuralı: Her bir kabonhidrat tüketiminde en az iki ayrı güçlü gıda alınmalı. Örneğin; makarna, yanında domates sosu ve peynir.
Egzersiz: Her sabah yalnızca 8 dakika spor yeterli

30 Mayıs 2013 Perşembe

Diyet Günlüğüm 11

Bu sabah geç kalkınca yürüyüş yapamadım ve güne hafif egzersiz ile başlayabildim. (45 dk)

Gün içinde farklı zamanlarda videoların 10 dk, tamamı(40 dk) ve 30 dk'lık bölümlerini uygulama imkanım oldu.

Akşam üzeri 1 saat bisiklete bindim.

Yatmadan 50 mekik, 20'şer kez 2 farklı karın hereketi, 100 kere sırtüstü bisiklet ve 100 kere bacak açma-kapama hereketlerini de ihmal etmedim :))

Spor anlamında oldukça verimli bir gün geçirdiğimi söyleyebilirim. :))

 30 MAYIS 2013 PERŞEMBE    
SABAH – 1 YUMURTA
158 kcal
ARA – ACTIVIA KAHVALTI ZAMANI
180 kcal
ÖĞLEN – YOĞURT/200 GR
125 kcal
ARA – SALATALIK(2 AD)/30 + DİYET BİSKÜİ/180
210 kcal
AKŞAM – YUMURTASIZ PATATES SALATASI + EKMEK
400 kcal
ARA – NEKTARİN (1 AD)
65 kcal
TOPLAM
1138 kcal

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Diyet Günlüğüm 10


Güne yine yürüyüşle başladım 40 dk.

Gün içinde videodaki aerobic hareketlerini önce 20, sonra 40 ve sonra 30 dk olmak üzere toplamda 90 dk uygulama imkanı buldum.

Yatmadan 50 mekik, 20'şer kere karın kasları için paylaştığım hareketlerin 2 tanesini 20'şer kez; sırtüstü bisiklet ve bacak açma-kapama hareketlerini de 100'er kez yaptım.

29 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA    
SABAH – 1 YUMURTA
158 kcal
ARA – ELMA (1 AD)
60 kcal
ÖĞLEN – YOĞURT/200 GR
125 kcal
ARA – BİSKÜİ
178 kcal
AKŞAM – SEMİZOTLU, YUMURTALI PATATES SALATASI/400
400 kcal
ARA – NEKTARİN(1 AD)
65 kcal
TOPLAM
986 kcal

Bu yazın gözdesi

Topuk Kısmı Desenli Ayakkabılar!...

Enerjiniz Düşük Mü?

Peki Nasıl Artırabilirsiniz?

Evrende katı, sıvı, gaz, görünen görünmeyen her şey enerjiden oluşur. Biz de bir enerji yumağıyız. Sürekli enerji üretiyor ve enerjiyi kullanıyoruz.  Gün boyu ev, iş ve sosyal hayatımızda insanlar enerjimizin bir kısmını bizden talep ediyor.

Çocuklarımız, patronumuz, iş arkadaşlarımız, eşimiz, sevgilimiz, anne babalarımız, akrabalarımız bizim enerjimizin bir kısmını istiyor. Bizim kendi varlığımızı sürdürmek, hayallerimizi gerçekleştirmek için enerjiye ihtiyacımız var.
Enerjiye talep çok. Ama enerji üretilmezse bir süre sonra tükenmişlik duygusu yaşarız.

Aslında her birimiz evrensel enerji deposuna bağlıyız. Oradan ihtiyacımız olan enerjiyi özgürce çekebiliriz. Ama nasıl çekeceğimizi, enerji depomuzu nereden dolduracağımızı bilmemiz gerekiyor.

Arabamızın benzini azaldığında en yakın benzin istasyonuna gidiyoruz, değil mi?

Her gün enerjimizi tazelemek, artırmak için neler yapabiliriz? Benzin istasyonlarımız nerede?

Egzersiz:  Günlük kısa yürüyüşler bile enerji artırıcı özelliğe sahiptir. Bedensel hareket, kendi enerjisini üretir. Yorgunluktan bitap düştüğünüz, canınızın kıpırdamak bile istemediği bir günde, kendinizi zorlayıp 15-20 dakika bile yürüdüğünüzde ya da hafif bir egzersiz yaptığınızda canlandığınızı hissedeceksiniz. Deneyin, görün.  Egzersiz fiziksel ve zihinsel sağlık için, sağlıklı beslenmek kadar önemli. Yoga, Pilates, Qigong, Tai Chi gibi günlük sakin egzersizler de enerji artırıcıdır.
Derin enerji nefesi alın: Gün boyu belli aralıklarla 5-10 derin nefes alın. Sabah öğle ve akşam 10 derin nefesin yanısıra, ara nefes öğünlerinde 5 derin nefes enerjinizi artıracaktır.
Kendinizi yorgun hissettiğinizde, nefesinize odaklanın. Karnınızı şişirecek şekilde burundan derin ve yavaş nefes alın. Ağzınızdan derin nefes verin. Karın kaslarınız iyice kasılana kadar içinizdeki nefesi boşaltın. Sakinleştiğinizi ve enerjinizin arttığını göreceksiniz.

B kompleks vitamini alın: Enerji üretimi ve metabolizma için B vitaminleri gereklidir. Ayrıca uykunuzu ve enerjinizi etkileyen stres hormonlarının karaciğerlerden atılmasını da sağlar.  Eğer stres altındaysanız ve kendinizi yorgun ya da bitkin hissediyorsanız B-kompleks vitamini alın. Aslında artık hormonlu ve kimyasal ürünlerle bezenmiş, doğal hallerinden çok uzak yiyecekler, günlük vitamin ihtiyaçlarımızı karşılamıyor. Her gün bir multivitamin almak sağlığımız için yararlıdır.

Gülün: En son ne zaman gülmekten katıldınız? Gülmek insanın yüzündeki kışı uzaklaştıran, baharı getiren güneştir. Katıla katıla gülmenin, 15 dakika aerobik egzersiz yapmaya eşdeğerde kalori yaktığını biliyor musunuz? Stresi atmak için de harika bir yol. Gülmenin bağışıklık sistemini güçlendirmesi de en büyük ödül oluyor. Birçok hastalığı gülerek yenebilirsiniz.
Evet, gülmek hastalıktan sağlığa giden keyifli bir yol.  Birçok ülkede gittikçe daha çok sayıda sağlık uzmanı bir tedavi yolu olarak Gülme Terapisi uyguluyor. Korku filmleri seyretmek yerine komedi filmlerini tercih edin. Sizi güldürecek şeyler okuyun. Neşeli insanlarla birlikte olun. Daha da iyisi, insanlar siz neşeli olduğunuz için sizinle birlikte olmaktan keyif alsın.

Enerji artışı hayatı daha canlı hale getirir. Daha çok enerjiyle daha az zamanda daha çok şey öğrenirsiniz. Konsantrasyon yeteneğiniz artar. Daha az çalışarak daha çok üretirsiniz.  Zamanınızı daha etkin biçimde kullandığınız için size daha çok oyun zamanı kalır.

Enerji düşüklüğünün fiziksel etkisinin yanı sıra zihinsel ve ruhsal durumumuz üzerinde de olumsuz etkisi vardır. Depresyon ve düşük özsaygı en yaygın enerji düşüklüğü göstergeleridir. Bu da domino taşları gibi aile, iş, sosyal ilişkilerimizi hatta para durumumuzu etkiler.

Hayata ne vereceğimiz de hayattan beklentilerimiz de, olaylar karşısındaki tutumumuz da enerji seviyemizle doğrudan bağlantılıdır. Enerjik bir insanın yaklaşımları genellikle olumludur. Kendisine zaman ayırma ve hayattan keyif alma yeteneğine sahiptir. En zor durumlarda yere düşse bile ayağa kalkıp tebessüm etmesini bilir.

Enerji enerjiyi çeker. Enerji harcadığımız bir egzersizden sonra kendimizi daha canlı hissetmemizin nedeni de bu. 
İyi olduğumuz için mutlu ve enerjik olmayız. Mutlu ve enerjik olduğumuz için kendimizi iyi hissederiz.

Düşünce, duygu ve enerji seviyemizi değiştirdikçe dış dünyamız da buna uyum sağlar. Bunun tersi asla olmaz.

Her şey yolunda gittiği için endişe duyan, çok güldüğü için ne zaman ağlayacağını bekleyen insanlar bunun örneği değil mi?

İyimserlik, başarıya götüren inançtır. Umut ve güven olmaksızın yerimizden kımıldamak istemeyiz.

Kıpır kıpır enerjiyle hoşça olun.

28 Mayıs 2013 Salı

Göbek Bölgesinde Fazlası Olanlar İçin ( 8 dk.)


8 dakikada (6 pack) karın kası için. Hareketler çok da zevkli, tavsiye ederim. Ben şimdilik yapabildiğim kadarını yapıyorum. Zamanla kendiliğinden gelişiyor nasıl olsa.

http://www.youtube.com/watch?v=cEvzL2exAxk

Diyet Günlüğüm 9

Salı Günü sporla dopdolu bir gündü, dolayısıyla da inanılmaz huzur doluyum.

Sabah yürüyüşü 40 dk.

Gün içinde 2 ayrı zamanda, tüm videoları uygulama imkanı buldum.

Akşam üzeri 1 st bisiklete bindim.

Akşam yemekten sonra dün öğrendiğim bazı karın hareketlerini sadece denemek amaçlı 10'ar kere yaptım. Akşam yatmadan önce 50 mekik, 100 sırtüstü yatarak bisiklet çevirme ve 100 sırtüstü bacak açıp kapama hareketlerini yaptım.:)))))))) Haksızmıyım "sporla dolu bir gündü" demek de...:)))))))

28 MAYIS 2013 SALI    
SABAH – 1 YUMURTA
158 kcal
ARA – SALATALIK(1 AD)
15 kcal
ÖĞLEN – YOĞURT/200 GR
125 kcal
ARA – SALATALIK(1 AD)
15 kcal
AKŞAM – TAVUKLU, BEZELYELİ PİLAV/480 + SEMİZOTU SALATASI/200
680 kcal
ARA – NEKTARİN(1 AD)
65 kcal

1058 kcal


27 Mayıs 2013 Pazartesi

Diyet Günlüğüm 8

Bu yeni haftaya pek de nadiren yaşadığım Pazartesi Sendromu ile başladım ki gerçekten alışık olmadığım bir durum bu. Demek ki benim tatile ihtiyacım var. :))

Pazartesi Sendromu özellikle de mideme vurdu sanırım :)) Ne yapalım artık olan oldu.  :)) Arada kaçamak yapmak iyidir diyerek yola devam edeceğim. :))

Güne yine yürüyüşle başladım.(40 dk)

Gün içinde farklı zamanlarda önce 1,2 ve tekrar 1. videoları uyguladım.
Sonra 1,2,3,4. videoları da.

Akşam önce 30 mekik, sonra 50 mekik, bisiklet çevirme 100, bacak açma-kapama 100 kere tekrar ettim.

Kabataslak bir hesap yaptığımda evet akşam yemeğinde kahvaltı, gün içinde diyet bisküi falan derken epey kalori aldım ama yaktığım kalorileri de düşünürsek yine de pek zararda değilim.

Aslında kilo verme işi bittikten sonra korumak ve tekrar almamak için yapmak istediğim tam da bu. Her günümü kalori hesabı yaparak geçiremeyeceğime göre, işin sırrı dikkatli beslenmenin yanısıra çok hareket diye düşünüyorum.

27 MAYIS 2013 PAZARTESİ    
SABAH – 1 YUMURTA
158 kcal
ARA – DİYET BİSKÜİ
178 kcal
ÖĞLEN – YOĞURT/250 GR
155 kcal
ARA – DİYET BİSKÜİ
178 kcal
AKŞAM - KAHVALTI
850 kcal
ARA - ÇİLEK/150 GR.
50 kcal
TOPLAM
1569 kcal

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Antalya Cam Piramit, Onur Akın Konseri

26 Mayıs 2013 Pazar günü saat 13.00'de Antalya Cam Piramitte Onur AKIN konseri yapılacaktır.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen konsere giriş ÜCRETSİZ'dir.

Bu durumda neymiş :)); Cumartesi günü Ansan'da sergide, Pazar günü Cam Piramitte konserde buluşuyoruz....

Onur AKIN'ın müziğini de pek severim doğrusu :))) 

Diyet Günlüğüm 6 - 7

Bugün Cumartesi ve ben 50 dk. sabah yürüyüşümü yaptım.

Bütün videoları bir kere uyguladım.

Sabah yine 1 tane haşlanmış yumurtamı yedim.

Muhtemelen akşam üzeri 1 - 2 saat bisiklete de binerim ve belki videoları birer kere daha uygulama imkanım da olur.

Ancaaaaaak hafta sonları hem ailemle paylaşımlarımdan vazgeçmemek, hem de Kişisel Gelişim Uzmanı Nil Gün hanımefendinin söylediği gibi vücuduma "kıtlık var" imajı yaratmamak için hafta içinde olduğu gibi katı olmama kararı aldım.

Mesela öğleden sonra her cumartesi olduğu gibi simit - peynir ziyafetimizi çekmek niyetindeyim. Akşam yemeğini belki yine hafif geçiririm ama cumartesi akşamları yaptığımız kuruyemiş şöleninden vazgeçmeye niyetim yok. Belli ölçüler içinde tabi.

Pazar kahvaltıları da bizim için çok özeldir mesela. Hem kendimi hem ailemi bu zevkten mahrum edemem.

Dolayısıyla, hafta sonları yine bol sporlu ama daha az diyetle geçecek.

Pazartesi görüşmek ümidi ile. Sevgiyle, sağlıkla kalın.




Kişisel Gelişim Uzmanı Nil Gün Kolay Kilo Vermenin Sırlarını Açıkladı

Üç gün az yersen bir gün çok yiyeceksin!

Kişisel gelişim kavramının Türkiye’de yaygınlaşmasında öncü isimlerden biridir Nil Gün. Gazetecilik eğitimi aldıktan sonra gittiği ve 14 yıl yaşadığı ABD’de alternatif sağlık ile o dönemde tanışmış. Alternatif sağlık, insan potansiyeli ve hümanistlik psikoloji alanlarında eğitim gördükten sonra hipnoterapi, reiki ve NLP’yi bilgilerine katan yazar, Türkiye’ye dönmeden önce California’da kişisel gelişim alanında hizmet vermiş. Kurucusu olduğu Kuraldışı Eğitim & Danışmanlık’ta özsaygı, iletişim, NLP, kadın/erkek ilişkileri, duygusal zeka, olumlu düşünce farkındalığı gibi konularda gurup çalışmaları yapan Nil Gün’ün ilgi alanı ise, yeme bozuklukları.
Zira özellikle kadınların bu konuda yanlış bilgilendirilmesi onun işinin artmasına sebep oluyor. Yıllar önce kaleme aldığı “Kilolarım, Diyetlerim ve Ben” adlı kitabın devamı niteliğini taşıyan “Pazartesi Rejime Başlıyorum” da egzersiz ve beslenme üzerine bildiklerini okurlarla paylaşan Nil Gün, “İnsan fiziksel olarak sağlıklı değilse, spritüel ve psikolojik olarak da sağlıklı olamaz. Beden sağlıklı olduğunda bu, ruhu da yansır” görüşünü savunuyor. Nil Gün ile baharın geldiği bu günlerde bol diyetli, bol egzersizli bir söyleşi yaptık.

Kitapta, menopoza girince kilo alınmadığını söylüyorsunuz. Yaşlandıkça metabolizma yavaşlamıyor mu yani?

Yavaşlamıyor. Ancak yaş ilerledikçe bedendeki kas seviyesi düşer. Bazal metabolizmanın yüksek olmasının doğrudan kasla ilgisi vardı. Kas miktarınız ne kadar fazlaysa metabolizmanız o kadar hızlı olur. Kaslar da zaten hareketsizlikten azalıyor. Yaş ilerledikçe insanlar hareket etmiyor, beslenmelerine dikkat etmiyor. Çocuk doğurunca kadınların aşırı kilo alması da doğal değil. Kadınlar hamileliğin onları koruma altına, bu sürenin istediklerini yemeleri için açık çek verdiğini düşünüyorlar.

Beslenme uzmanı ya da doktor değilsiniz ama kitabınız son derece bilimsel verilerle dolu…

Bilgiye ulaşmak artık çok kolay, ben de yıllarca bu konularda araştırma yaptım. Ayrıca artık böyle bir kitap yazmak için doktor ya da diyetisyen olmak gerekmiyor.
Yemek bağımlılığı alkolizmden farksızdır
“Diyet yapan insan şişmanlar” diye bir teziniz var. Sanırım bu tez başka uzmanlar tarafından da sıkça dile getirilmeye başlandı artık…

Bu tezi ‘90’lı yıllarda, ilk kitabımda yazdığımda çok olumlu tepkiler almıştım. O zaman Radikal gazetesi, günler süren bir dizi yazı yapmıştı bunu. Kitapta yaşanmış deneyimleri veriyorum. Bir grup çok zayıf insana diyet yaptırıyorlar ve bir süre sonra kilo aldıkları görülüyor, çünkü diyet yokluk bilincini yaratıyor. Hâlbuki insan yiyeceğe her an uzanabilecek konumdaysa, o kadar da çok yemiyor. Elbette psikolojik nedenlerle, haz yiyecekleriyle acıları bastırmaktan söz etmiyorum. Doğaya bakın; evcil olmayan hiçbir hayvan şişman değildir. Acıktıklarında yerler, susadıklarında içerler. Biz niye kilo alıyoruz? Çünkü hepimizde had safhada stres var. Her insanın henüz yüzleşmediği acıları var. Bizse, bunları sağaltmak yerine yemek yiyoruz, içki içiyoruz, işkolik oluyoruz… Yemek bağımlılığıyla alkolizm arasında hiçbir fark yok. Seks bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı, aslında bütün bağımlılıklar acıları susturmak için oluşur. İnsanın bedenle ilişkisi çok önemlidir ve biz bedenimizle, sezgilerimizle, duygularımızla ilişkimizi yitirmiş durumdayız. Günümüzün stresli koşullarında artık canımızın ne istediğini bile bilmiyoruz. Önümüze gelen bizi tahrik ediyor sadece. Ben gözümü kapatıp canım ne istiyor diye düşünürüm. O anda istediğim şey gözümde canlanır. Acı mı istiyorum, tatlı mı, ekşi mi, yumuşak mı, kıtır mı; beden neye ihtiyacı olduğunu bilir.
Diyetin nasıl şişmanlattığı konusunu biraz daha açalım mı?
Diyet yokluk bilinci demektir. Yani yiyecek sınırlıdır. Diyelim ki sizin bedeninizin ihtiyacı olan kalori günde 1200, siz kalkıp 800-900 kalori alırsanız beden “Eyvah, kıtlık var” diyor ve kalori harcamayı azaltıyor, dolayısıyla siz diyet sonrasında değil 1500-2800 kalori, 1200 kalori bile alsanız şişmanlamaya başlıyorsunuz. Sır şurada; üç gün az yiyip dördüncü gün normal yiyeceksiniz. Bir hafta bile düşük kaloriyle beslenirseniz, bedeniniz yokluk bilincine giriyor.

Yani üç gün daha az yiyip dördüncü gün normal yenecek… Bu herkes tarafından bilinen bir şey mi?

Egzersiz ve body building yapanların, atletlerin bildiği bir şey, bir de kendi deneyimim var. Normal bir kadının bazal metabolizması 1200 kalori gerektiriyorsa ve o kadın kilo almak istiyorsa 1200 kalorinin altında bir miktarla sınırlasın kendini. Bütün aptallar kilo verebilir, isterlerse. Önemli olan o kiloyu koruyabilmek. Diyet yapıp kendini 800-900 kaloriyle sınırladığında vücudun normal metabolizması da aşağı düşer. Bu nedenle diyet sonrası normal yenildiğinde bile kilo almaya başlanır, çünkü metabolizma bir kez düşmüştür ve artık 1200 kaloriye ihtiyaç yoktur. Bir diyetin bedeli bedene aşağı yukarı bir yıldır, bir yıl sonra metabolizma düzelir.

Diyette bazı noktalarda vücut duruyor ve o kilodan aşağı inmek zor oluyor…

Bunlar set noktaları. İnsan bir günde kilo almaz, yavaş yavaş kilo alır. Vücudun aslında tek derdi kendi doğasına uygun olmak. Vücut kilo almak istemiyor ki… Bir noktada duruyor ve seni de tutmaya çalışıyor ama sen yemeye devam ediyorsan ve yeterince hareket etmiyorsan, vücut gene kilo almaya başlıyor. Yine kitaptan bir örnek vereyim; iki denek grubunu alıyorlar ve bunlardan birine 88 bin kalorilik yiyecek veriyorlar. Normalde bunun karşılığında o insanların 30 kilo alması lazım ama kimi 10 kilo, kimi de sadece 6 kilo alıyor. Kişinin metabolizma hızına göre aldığı kilo değişiyor, verirken de öyle… Diyet yaptığın sürece her ay belirli bir kilo veriyorsun. Önce hızla veriyorsun. Seviniyorsun. Bir ayda beş kilo verdim, ikinci ayda bir beş daha, üçüncü ayda bir beş daha diyorsun ama öyle olmuyor… Moralin bozuluyor ve battı balık yan gider deyip yemeye başlıyorsun. Halbuki bedenimiz de, biz de aynı şeyi istiyoruz; sağlıklı olmayı. Oysa bunun yerine bedenimizle savaşıyoruz. Savaşın olduğu yerde huzur olmaz. Bedenini seveceksin, aynaya çıplak bakıp, teşekkür ederim, sağlıklıyım diyeceksin. Birisi sana teşekkür ettiğinde nasıl mutlu oluyorsun, beden de mutlu olur, onun da bilinci var. Beden sana dost olmaya başladığında, senin isteğin doğrultusunda yardımcı oluyor.

Bir de yiyecek ayrımına vurgu yapıyorsunuz…

Hayvanlar karışık yemez. Biz patates, meyve, et hepsini bir arada yiyoruz. Oysa vücudumuzdaki karbonhidratlar, proteinler, asit-alkali olarak farklı farklı sindiriliyor. Şöyle bir ayırım doğru sanırım; topraktan gelenle hayvandan geleni karıştırmayacaksın. Hayvandan gelenler dört saatte, topraktan gelenler üç saatte hazmediliyor. Sebzeler yeşil yapraklıysalar, iki saatte hazmedilebiliyor, meyvelerse zaten midede değil bağırsakta hazmediliyorlar; yarım saatte… Bedinin kimyası böyle. Et ve pilavı aynı öğünde yediğinde, et vücudu dört saatte hazmedeceğine on iki saat içeride hapis kalıyor, asidin etkisiyle de toksine dönüşüyor. İşte serbest radikaller yaratıp cildin yaşlanmasına neden olanlar da o toksinler zaten. En kötüsü de meyvelerle öteki yiyecekleri karıştırmak. Hele et ile meyve korkunç bir kombinasyon. Et yüzünden meyve de gidemiyor bağırsaklara ve sindirilemiyor. Sonuç, mide ağrıları ve şişkinlik. En sağlıklısı, meyveyi sabah yemek. İlle elma yemek de şart değil, hangisi iyi geliyorsa, hangisi yedikten sonra acıktırmıyorsa… Öğlenleri de ister protein, ister tarımsal, canın ne çekiyorsa onu yiyeceksin. Mesela rahatlıkla kuru fasulye-pilav yenilebilir çünkü ikisi de topraktan geliyor. Etle kocaman bir yeşil salata yiyebilirsin. Çünkü sebzenin asit alkali salgısı yok. Sebzeyi pilavla da yiyebilirsin. Ne kadar kalori alacağınıza verdiğiniz önem kadar; yediklerimizi nasıl sindireceğimize de önem vermeliyiz.
Çünkü sindirilemeyen şey kilo haline geliyor. Bir de ortalama 2,5 saatte bir yemek lazım. Vücuda sürekli yiyecek girmesi lazım ki kıtlık bilincine girmesin. Salatalık da yesen, bir tane zeytin bile atsan vücut kıtlık bilincine girmiyor ve keyfi yerinde oluyor.

Zayıflamak için nefes alma egzersizle öneriyor musunuz?…

Nefes çok önemli. Vücuttaki toksinlerin yüzde 70’i nefes vasıtasıyla atılır. Geri kalan yüzde 30’u idrar, terleme ve diğer yollarla atılır. Doğru nefes almak vücuda giren oksijeni arttırıyor. Oksijen yağ yakar. Neden zayıflamak için aerobik egzersizi öneriliyor? Çünkü aero hava demek, hava da eşittir oksijen… Derin nefes vücuda oksijen sokuyor. Bu yağların hızla yakılmasını sağlıyor.
Nasıl nefes alacağız?

Karından nefes almaktan, karnı şişirerek doldurmaktan bahsediyorum. Sabah, öğle ve akşam onar kere yapmak gerekiyor en az. Bebeklere bakın; karınları şişer, doğru nefes odur. Günlük hayatta aldığımız nefes sadece üst taraflara gidiyor, akciğerlerimizin alt tarafında karbondioksit yıllarca dışarıdan çıkamadan kalıyor.

Nasıl egzersizler öneriyorsunuz?

Atalarımız ava çıkıp topraktan yiyecek toplar ve sürekli hareket halinde olurlarmış. Bizse arabasız sokağa çıkmıyor, hep asansör kullanıyoruz. Hareketi günlük yaşama katmalıyız. Gençlik, hareket demektir. Hareketli olduğun sürece 80 yaşına da gelsen dinçsin. Atalarımız yük de taşıyorlarmış, yani ağırlıkta gerekli, sırf yürümek yetmez, vücudun kas yapması lazım, çünkü kas kalori yakıyor. Ve pilates, yoga gibi esneme hareketleri yapmak gerekiyor.

Son günlerde “sırf beden” tartışması var, buna ne diyorsunuz?

Sıfır beden doğaya aykırı. Kitaba “Barbie’nin ölçülerini” koydum. Bu kavramlar insanlık dışı, diyet endüstrinin, modacıların yarattığı birer illüzyon. Zaten bu nedenle orta ve üst sınıflarda anoreksi ve bulimia hastalığı arttı. Kendisiyle barışık insan, vücudunu o kadar takmaz. Biz elbise askısı değiliz! Diyelim, 65 kilosun, bir haftada vereceğin maksimum kilo 650 gram olmalı, yani ağırlığının yüzde biri. Daha fazla kilo veriyorsan yakında alacağını bil. 60 kiloya indiğinde vereceğin kilo 600 grama düşer. Bu yüzden kadınların morali bozuluyor. İlk ay beş kilo verdim ama şimdi veremiyorum diye, zavallı beden kendisini kurtarmaya çalışıyor aslında! İnsanın yedikçe yiyesi ve egzersiz yaptıkça yapası gelir. Ne yaparsan yap o kendisini tekrar ediyor. Hayatta 21 gün süreyle üst üste yapılan şey alışkanlık haline gelir.

Kilo verdikten sonra geri almamak için

Kısa kısa

* Her insanın midesi yumruğu kadardır. Normalde mide cidarına yapılan basınç tokluk hissi verir. Ama psikolojik nedenlerle yemek yiyorsak bu basıncı duymaz, yemeğe devam ederiz. Psikolojik açlığı kazanlar bile doyurmaz!

* Çabuk kilo verme hayalinden vazgeçtiğinde kilo verebilirsin. Einstein’a atfedilen bir söz vardır; hep aynı şeyi yapıp bu kez farklı sonuç bekleyemezsin.

* İlk gelen en son gider, en son gelen önce gider. Bölgesel zayıflama yoktur.

* Bir yiyeceğin raf ömrü ne kadar uzunsa vücuttan atılma süresi o kadar uzun sürer.

* Sporsuz zayıflama sadece kastan kaybettirir. Sporu en az bir saat her gün yapmalı. Her gün aerobik, bir gün ağırlık ve haftada iki de esneme çalışması yapmalıyız. Nasıl haftada yedi gün yemek yiyorsanız, yedi gün spor yapmalısınız.

Nelerden vazgeçmeliyiz?

“Bazı yiyecekler hormonları fiziksel olarak daha fazla uyarıyor. Örneğin ben peynir düşkünüyüm. Buzdolabına ilk koyacağım şey peynirdir. Bu tipe hipofiz tipi deniyor. Hipofizler genellikle ince olur. Kimileri baklava, börek sever, onlar tiroit tipidir. Tiroitlerin bacakları ince, karınları çıkık olur. Kimileri ise yağlı yemekleri sever, onların da kalçaları vücudundan geniş olur, gonad tipidir. Hayvansal protein düşkünü adrenal tipler de; geniş omuzlu, atletik yapılıdır. Bazı beden tipleri kimi yiyecekleri diğerlerinden fazla tüketir ve tükettikleri bu yiyecekler onların bedeninde tıpkı hormonları uyaran ilaçlar gibi uyarıcı hale gelirler. Bu nedenle kilo vermek isteyen kişi öncelikle hangi beden tipine girdiğini keşfetmeli ve hangi yiyecekleri seviyorsa öncelikle o yiyeceklerden vazgeçmelidir.”

Acaba şişmanlıktan gizli bir çıkarınız mı var?

İnsan cinsel, sosyal, psikolojik doyumsuzluk nedeniyle ve geçmişte yaşanan acıları bastırmak için haz yiyecekleri tüketir. Herkes acısını başka yollarla bastırıyor, bazıları anti-depresan alıyor bazıları, alkol, bazıları işkolik oluyor. Yiyecek bunlardan bir tanesi, hem sosyal olarak kabul edilebilir, hem kolay ulaşılabilir. Ama kilo insana nedense çok utanç veriyor. Yıllar önce bir gazeteye alkolizm ve uyuşturucuyla ilgili bir dizi yaptığımda alkoliklerle de, narkotiklerle de rahat konuştum ama ne yazık ki iş oburlara geldi, problem çıktı. Alkoliği sokakta görsen bilemezsin ama kiloyu zaten görüyorsun. Haz yiyeceklerinin temelinde rafine karbonhidrat, yağ ve şeker var. Bunların hepsi bağımlılık yapıyor. Reklamlarda gördüğümüz her türlü gıda bağımlılık yapar, özellikle de kola.

Araştırmalara göre yaşamdaki doyum hissinin yalnızca yüz 15’ini insanların mesleki durumu sağlıyor. Geri kalan yüzde 85, kendini saygı duymaktan, barışık olmaktan, kendi yaşam ideallerini gerçekleştirme azminden geliyor. Bunun temelinde özsaygı duygusu var. Özsaygı duygusu olmadan kilo versen bile kendini geçici olarak güzel hissedersin, ama sonra geçer.

Diyet Günlüğüm 5

Bu sabah yine yürüyüş ile başladım. 40 dk. yürüdüm.

Gün içinde 1, 2, 3 ve 4. Videoları birer kere uyguladım. Ancak bundan sonra 2. videoda daha dikkatli olmam gerektiğini fark ettim. Belimi zorlayan o hareketler çünkü.

Aslında bugüne kadar spora başlanan ilk günlerde yaşanan kas ağrıları vardı ve artık geçtiği için kendimi daha iyi analiz edebiliyorum. Benim için hangi hareket doğru, hangisi değil belirleme imkanım oluyor.

Herkesin de bu analizi yapmasını ve sağlık durumuna göre kendine uygun olan hareketleri yapıp, diğerlerinde belki yerinde sayarak (kaslar soğumasın diye) süreyi geçirmesini tavsiye ediyorum. Yani en azından ben böyle bir yöntem buldum. Videoda belimi zorlayacak hareketler esnasında ya yerimde sayarak ya da bana daha uygun olan başka hareketleri yaparak kaslarımın soğumamasını sağlıyorum.

24 MAYIS 2013 CUMA    
SABAH – 1 YUMURTA
158 kcal
ÖĞLEN – YOĞURT/200 GR
125 kcal
ARA – BİSKÜİ + SÜT
350 kcal
AKŞAM – TAVUK(200 GR)/250 + SEMİZOTU SALATASI/200
450 kcal
ARA – MALTA ERİĞİ(4 AD.)/32 + KAYISI(4 AD.)/68
100 kcal
TOPLAM
1183 kcal